Sayfalar

23 Aralık 2013 Pazartesi

Yeni Yıla Az Kala

Zaman geçiyor, bir takım şeyler değişiyor. Hayatına yeni insanlar giriyor kimileri çıkıyor. Hayatın akışına öyle bir kaptırmışsındırki "oha o kadar oldu mu ya, bu ne zaman olmuştu" durumuna düşersin. Neyse işte benim de taşınalı 1 seneyi geçmiş 2 sene olcak. Bakıyorum bu kısa sürede birçok kişiyle tanıştım. Bazıları kaldı hayatımda, bazıları sanki bir filmiş gibi kısa ve öz geçti gitti.. 2013 çok bereketli bir yıldı benim için. Geçen sene dünyayı gezmek istiyorum dedim, gitmediğim çoğu yere gittim. Ne dilersem oldu. Yalnızdım burda. Artık değilim. Kimbilir belki alıştım belki gerçekten yanımdalar.. Bilemiyorum. Bu senenin başka bir önemi de artık 18 yaşımdayım!! 5 yıldır hayal ediyordum. Garip hissediyor insan. 18 yaşına gelmeden önce yapılcaklar listesini de yazarım bir ara. Kendimi daha güçlü hissettiğim de bir gerçek. Hayatta her zaman sizinle dalga geçen ezen insanlar olcaktır. Artık tek diyebilceğim bırakın kendi kendilerine oyalansınlar. Önemli olan sizin ne hissettiğiniz..

2 Ekim 2013 Çarşamba

My Lovely Cat


Bu tatlı mı tatlı kedi benim kedim Prens :) Daha fazlası için yarınki yazımı bekleyin...

New Shoes!!


Ayakkabılar, ayakkabılar.. Kıyafeti en iyi tamamlayan parça. Genelde insanlar birisine bakarken ilk ayakkabılara bakarlar. Eh benim de en sevdiğim ayakkabı topuklu ayakkabı olduğuna göre kendimi bu güzel ayakkabı ile ödüllendirdim. Sınav stresiydi derken her yeni parça insanı biraz olsun rahatlatıyor doğrusu. Kendisi dolabımda en favori ayakkabılarım arasında yerini aldı bile..
                                                                     XOXO Zapara...





30 Eylül 2013 Pazartesi

Olgunlaşmak Yaşta Mıdır Başta Mıdır?

Geçen onca zaman bizi nerden nereye taşıyor? Yerimizde mi sayıyoruz yoksa bir şeyler katmış mıyız? Hayatın monotonluğuna öyle bir kaptırmışız ki kendimizi çevremizde olan bitenden haberimiz yok. hep geleceği hayal ederek planlayarak bu yolda ilerliyoruz, peki ya yaşadığımız zaman? Daha doğrusu "an". Anın değerini biliyor muyuz?
Artık öyle bir döneme geldim ki her şey ciddileşiyor. Arkadaşlıklar, ilişkiler.. Eskisi gibi lay lay lom yapamıyoruz. Yaptığımız her yanlış hareketin bedelini ödüyoruz. Çocuk bu nolcak yapar dönemini çoktan geçtik. Ama niye bu gençtir doğal denmiyor, anlamıyorum. Şu gençlik dönemi kimi kesimler tarafından yok sayılıyor. Bir birey çocukluktan bi anda yetişkin düzeyine çıkarılıyor. Bu gençliğimizin asıl döneminde eğlenmemiz, hayatın tadını çıkarmamız gerekmez mi? Ama bizim nefes almaya vaktimiz bile yok. İnsanlar şu gün şunu yapalım dediğinde bile verdiğim cevap aynı. olmaz. Neden olmaz? Ailem izin vermediği için mi, derslerim olduğu için yoksa sadece istemediğim için mi? Konudan konuya atlıyorum farkındayım. Kafamda bi okadar karışık işte. Bir döngü gidiyor Düşünüyorum düşünüyorum saatlerce düşünüyorum. Kimbilir belki şuan için hayattan zevk almıyorum. Stres doluyum. Yaptığım her hareket için sorgulancakmış gibi hissediyorum daha da kötüsü doğru olan her şeyimin yanlış veya kötü olduğu fikri benliğime giriyor. Dur demem lazım. Ben başkaları için mi yaşıyorum sadece kendim için mi? Eskiden arkadaşsız kalcam diye ödüm kopardı ama artık umrumda bile değil. Çevremde bana değer veren dostlarımı biliyorum, onlar yeter. Belkide olgunlaşıyorum. Dünki ideallerim şuan gözüme çok uzak geliyor. Ya da  eski hareketlerim duygularımın çocukça gelmesi.. Bu yolda ben kendime bir şeyler kattığımı düşünüyorum. Yaşadığım her şey beni bir adım daha olgunlaştırdı. Hayatı anlamaya başladım. Biliyorum şuan çok sıkılıyorum, bunalıyorum. Sadece kısa süre için. Derslerime odaklanmam lazım ki istediğim şeyleri elde edeyim. İlişki konusu ise, hepimiz bir şeyler yaşıyoruz. Bu dönemde en çok etkileyen de o olsa gerek. İşte o zaman abartmadan anı yaşamalı ama geleceği de unutmamalıyız. Bu ilişkilerin çok azı yeşerip bir ağaç olabiliyor unutmayın. Yazımı fazla uzatmadan burada kesiyorum, gerisini sonra anlatırım diyerekten hoşçakalın diyorum. 

                                                                                                          XOXO  Zapara

7 Mayıs 2013 Salı

3.Gün

Sınav haftasının bitmesiyle stres düzeyimiz de normale dönmeye başladı. Oh be sonunda bitti kısaca. Ama liste tutmaya başladığımdan beri yiyesim azaldı.
7.15
Tost
1 bardak süt
12:40
Peynirli domatesli Sandviç
15:05
Topkek
Elmalı maden suyu
16:00
Bir porsiyon şeftali, çilek, erik
Bir tane muz
17:45
Makarna
Tavuk sote
Yoğurtlu semizotu salatası
20:00
Çikolata soslu kek
Bir bardak süt
Ve gün boyu 0,5-1 litre arası su içtim.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

2.Gün 6 Mayıs

Evet, okul zamanı benim yeme düzenim de bozuluyor. Özellikle böyle sınav haftalarında hiçbir şey yiyesim gelmiyor hatta aklıma bile gelmiyor.
7:15
Taze sıkılmış portakal suyu
Tost
12:30
Kaşarlı domatesli sandviç
14:25
Çikolatalı gofret
16:45
Albeni
19:40
Yarım balık
Küçük kase salata
Taze sıkılmış portakal suyu
22:30
Haşlanmış mısır
Not: Bugün çok çok az su içtiğimi fark ettim. 500ml kadar anca içmişimdir.

5 Mayıs 2013 Pazar

Sağlıklı Yaşam 1.Gün (51,3 kilo)

Okuldu, sınavdı, dershaneydi, arkadaşlardı vs derken bi bakmışım kilom almış başını gitmiş. Ee tabi bu beni rahatsız ediyor. Neyseki bu zayıflamış halim. İnsan sağlıksız beslenince kendini fark etmeden daha stresli, mutsuz, halsiz hissediyor. Peki ben nasıl kilo aldım? Bundan tam 3 sene önce yani 2010 da son sbs sınavına girdim. Evet 7. Sınıftan beri kilomu istemeden de 45 kiloda korumuştum. Zayıftım ve herkes biraz daha kilo al diyordu. Tabi o zamanlar yiyordum yiyordum kilo almıyordum. Hatta kardeşim benim bu özelliğimi çok kıskanırdı. Bir de o zamanlar şuanki halime göre kesinlikle daha çok hareketliydim. Neyse işte son sbs ye de girince bende bir rahatlama, oh be iyi bi liseye kapak attım gerisi kolay diye düşünmeler.. Tabi böyle mi oldu hayır. Nişantaşına okulum 2,30 saat sürüyordu. Sabah ezanıyla kalkıp servise biniyordum eve yine buyüzden çok geç geliyordum. Bana vakit kalmıyordu. Aslında hiçbir şeye vakit kalmıyordu. Tek yaptığım uyumaktı. Gittikçe hareketsizleştim. Kısaca hantallaştım. Çok sık acıkıyordum. Servis de uzun sürdüğünden dönüşte ya burgerking e ya da bakkala kesinlikle uğruyorduk. Okulda iki öğün birden yiyordum. Aburcuburları saymıyorum bile. Ye babam ye kısaca. Ee doğal olarak 9.sınıfın ilk yarısı bittiğinde tam 10 kilo almıştım!! Derslerde istediğim başarıyı gösteremiyordum. Hep yorgundum, halsiz ve stresli. Sağlıksız beslenmemin bunda çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Neyse Antalya'ya taşınmak benim için dönüm noktası oldu. Gidişatımın farkına vardım. Artık o eski ben değildim. Buna bir dur demem gerekirdi. Yeni evimizin sahilde oluşunun avantajını kullanarak haftada yaklaşık 2 gün yürüyüşe çıktım. Yine söylüyorum hiçbiri düzenli değildi. Ama bu bile yetti. 4 atın sonunda 52 kiloydum. Aburcuburu azalmaya başladım. Şuan canım çoğu zaman çekmiyor. Hatta midemi bile bulandırıyor. Neyse, şuanki amacım tekrar 45 kiloya inmek, olmadı 48 kilo bile iyi. Ben ne mi yapmaya başladım? Bundan sonra  ne yediysem yazcam. O zaman belki yediklerimi gördükçe daha fazla kendime gelirim. Spora başlamayı düşünüyordum, ancak annemin zaman yok bahanesinden dolayı gidemiyorum. Onun yerine her hafta pazartesi, çarşamba ve cumartesi akşam koşuya çıkçam. Ne kadar düzenli yapabilirim bilmiyorum, malum artık seneye 12.sınıfız çalışmamîz gerek. Neyse gerisini sonra anlatırım. Peki ben bugün ne yedim?
Saat 10:30
1 fincan şekersiz çay
Yarım haşlanmış yumurta
Yarım peynirli gözleme
1 küçük domates
Birazcık kırmızı biber
Çeyrek salatalık
2 tane yeşil zeytin
13:15
2 tane şeftali
2 tane enginar dolması
14:55
Eti karam
16:50
Form çikolatalı
18:50
Çiğ köfte dürüm
20:15
1 dilim dondurma
22:15
1 dilim pizza
Yarım hamburger
Kutu kola
Küçük boy patates
23:30
1 porsiyon çilek ve karadut
NOT: Tüm bunlara ek olarak günde 1 litreden fazla su içtim.
Farkındayım bugün akşama doğru iyice abartmışım. Neyse sağlıklı günler hepinize!!!

4 Mart 2013 Pazartesi

Ani gelişmeler

En son yazdığımda bloga çok farklı düşüncelerim vardı. Hayallerim her şeyim ise bi günde yok oldu. Karşılıklı sevgi, saygı karşı taraf tarafından yıkıldı. Geriye sadece anılar, yaşanmamış hayaller ve boş sözler kaldı. Kimseye güvenmemek lazım şu devirde. İnsanlar sadece kendi çıkarlarını göz önüne alıyorlar. Neyse daha fazla üzülmeye gerek yok. Onlar kaybetti. Ben ise kafamı dağıtmak için planlarımı gerçekleştirmeye başladım. " 18 yaşıma gelmeden yapılcaklar listesi" ne yeni maddeler eklenirken, bazı maddelerini yaptım bile. Vee kızlaar korkumu yendim kulağımı deldirdim. Cidden hiç acımadı. Pazar günü deldirdim. Çok hoş değil mi? Ben helix, heart daith ve tragus yaptırmak isterdim, siz? :)

28 Şubat 2013 Perşembe

Döndüm!

Yine uzun bir aradan sonra burdayım. Bu kısacık sürede çok şey yaşadım. Mesela daha size İstanbul üniversite gezimizi anlatacağım ve bir sürprizim daha var. Onun dışında, okullar açıldı, derslere devam. Ygs için ise 10 aydan az süre kalmış :O şaka gibi. Zaman cidden çabuk geçiyor. Özellikle of zaman çok yavaş geçiyor dediğimizde daha da hızlı geçtiğini farkettim. Bazı şeyler için pişmanlık duyuyorum bu yüzden. Keşke daha önce tanısaydım diye. Boşa zaman kaybetmişim. Neyse gee gece bu yazıyı yazdım. Ertele ertele yine kalcaktı yoksa. Hadi iyi geceler bebişler :)