Sayfalar

13 Ocak 2015 Salı

Antalya Tahtalı Teleferiği

1 ocakta çok sevdiğim kediciğim Prensi kaybetmenin de üzüntüsüyle (yazısı sonra gelecek) kendimizi eve kapatmıştık. Kendimize gelmemiz gerekiyordu. Benim dikkatimi ne dağıtabilirdi?? Tabii ki gezmek! Annem daha önce gitmişti ancak ben gitmemiştim. Eee bu kadar övünce tabi Tahtalıya doğru yola çıktık. Antalya- Kemer yolu üzerindeydi. Antalya merkezden yaklaşık 40 dakika da vardık. Antalyadaysanız kış olsa bile yağmur, fırtına yoksa hava ılık hatta bazen sıcak olur. Yine öyle bir gündü. Hava sıcacık tepede güneş. Alt istasyona vardığımızda hava hafif kararmıştı. Tabii içerdeki kameralardan tepede kar olduğunu da görmemiz bizi ürkütmedi değil. Sonuçta 2365 m yüksekliğe çıkacaktık.
Kış sezonunda olduğumuz için çıkış-iniş 45 tl idi. Ancak yaz sezonunda giderseniz 60 tl oluyor. Öğretmenseniz öğretmen indirimi mevcut. Ne yazık ki öğrenciler için bir şey yapmamışlar. Bir çıkış yaklaşık 10 dk sürdü. Kabinler 80 kişilikmiş. Ama çıkarkenki manzara paha biçilemezdi. 
Benim çok olmasada azımsanmayacak kadar yükseklik korkum var. Eh tabii kapılar kapanınca insan bir tırsıyor. Sanırım benden çok klostrofobisi olanlar korkmalı. Düşünsenize havada asılı kalıyorsunuz.. Şaka şaka, Korkmanıza gerek yok. Zaten etrafa büyülenmiş halde bakakalıyorsunuz.




Arada sizi fena halde sallayıp "noluyor, düşmesin bu" moduna soksada asıl korkuyu sisin arasına girdiğinizde yaşıyorsunuz. Ama alışmış olcağınızdan ( alışmış olduğunuzu umuyorum) tepeye varmak için heyecan yapıyorsunuz. Özellikle ben İstanbul'dan taşındığımızdan beri Antalya'da kar yüzü görememiştim. Karı çok özlemiştim ve bir an önce ayak basmak istiyordum.




Vardığımızda manzara nefes kesiciydi demek isterdim ancak sadece bembeyazdı. Yani yazın gelinse olabilecek manzarayı düşünün. Ama tabi benim için önemli olan kardı ve kara dokunmak kadar mutlu edici bir şeyin olmadığını anladım. 
O temiz havayı içinize çekmek, o soğuk havayı hissetmek bambaşka. Bilmiyorum, küçücük alanda her yerin bembeyaz olması çok hoşuma gitmişti benim. En sonunda da içeri girip sıcacık bir salep ya da kahve içmek isteyeceksiniz :)
Bu da benim güzeller güzeli kardeşim :)


Kısaca diyeceğim şu ki eğer yolunuz Antalya'ya düşerse buraya mutlaka gelin :)









Eee çıkışta da Aksu'da köfte piyaz yemeden olmazdı değil mi? Hadi çok öpüldünüz başka bir gezi yazısında görüşmek üzere :* :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder